“Deprem değil, tedbirsizlik öldürür.”
“Deprem değil, bina öldürür”
gerçeğiyle bir kere daha 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremle yüzleştik.
Türkiye maalesef ki bir deprem ülkesidir. Deprem bir doğa olayıdır ve bunun afete dönüşmesi kişi veya kişilerin kusur, ihmal veya hileli eylemi sebebiyle doğal afete dönüşerek birçok can ve mal kaybına sebep olmaktadır. Bununla birlikte bir yakınını deprem nedeniyle kaybeden hak sahipleri gerek yüklenici gerekse yapının yapılması sırasında veyahut denetimi esnasında aktif olarak görev yapan görevlilerden kusuru, ihmali ve hileli davranışları nedeniyle sorumlu tutulacaktır. Tabii ki kaybın yerini karşılayacak bir tazminat tutarı olmasa da, kusuru, ihmali ve hileli eylemleri sebebiyle bu dava ile yüzleşmelidir.
Burada zarar gören 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nda tanımlanan haksız fiil hükümleri ile veya sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat talep edebilecektir.
Bu yazımızda ki açıklamalarımız idari yargının görev alanının dışında kalan diğer sorumlulara karşı açılacak tazminat davalarına ilişkindir.
İçindekiler
Bu yazımızda şu hususlara değineceğiz:
- Zarar
- Haksız fiil nedeniyle sorumluluk
- Sözleşmeye aykırılık nedeniyle sorumluluk
- Eser Sözleşmesinden kaynaklanan
- Satış Sözleşmesinden kaynaklanan
- Kusursuz Sorumluluk
- Maddi Tazminat
- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
- Manevi Tazminat
- Dava kime karşı açılmalıdır? Sorumlular kimdir?
- Davada yetkili mahkeme neresidir?
- Davayı hangi mahkemede açmalıyım?
- Zamanaşımı
- Sıkça Sorulan Sorular
1. Zarar
Deprem nedeniyle can ve mal kaybı yaşanmış olabilir. Can kaybı yaşanmış ise yakınları destekten yoksun kalma ve manevi tazminatı sorumlulardan talep edebilecektir.
Bir kişi enkaz altında kalmış bir uzvunu kaybetmiş ya da deprem nedeniyle yaralanmış ise maddi zararını talep edebileceği gibi manevi zararını da dava konusu yapabilecektir. Yaralan bu kişinin yakınları da manevi zararının giderilmesi için dava açabilecektir.
Malvarlığına yönelik bir zarar doğmuş ise, deprem nedeniyle evi hasar görmüş veya yıkılmış, eşyaları kullanılamaz halde veya otomobili ağır hasar görmüş ise yine sorumlulardan malvarlığı zararının karşılanması talep edilebilecektir.
2. Haksız Fiil Nedeniyle Sorumluluk
Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemdir. Bu eylem ile bir başkasına zarar veren kişi bu zararı karşılamakla yükümlüdür.
Ahlaka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişi de bu zararı karşılamakla yükümlüdür.
Haksız fiile dayanarak açılan davalarda zarar gören, zarar verenin zararın oluşumunda ki kusurunu ispatlamak zorundadır.
3. Sözleşmeye Aykırılık Nedeniyle Sorumluluk
Yüklenici ile malik arasında imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Borçlar Kanunu’nda tanımlanan eser sözleşmesidir. Yani aralarında ki ilişki bir sözleşme temeline dayanmaktadır. Yüklenici sözleşme kapsamında bir yapı meydana getirir. Bu yapıyı meydana getirirken de hem sözleşmeye uygun bir yapı inşa etmesi hem de dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun davranması gerekmektedir. Bu dikkat ve özen yükümlülüğü, yapının inşası sırasında işçilerin işi gereği gibi yapıp yapmadığının denetlenmesi, kullanılan malzemenin kalitesi, deprem yönetmeliğine uygun yapı inşa etmesi gibi birçok kavramı içinde barındırır.
Malik ile Evi malikten satın alan kişi ile arasında yapılan sözleşme bir satış sözleşmesidir. Bu sözleşmeye dayanılarak da sorumluluğa gidilebilir.
Sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan zararın oluşmasında kusursuz olduğunu zarar veren ispat etmedikçe, oluşan zarardan sorumlu tutulur. Sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan zarar ile haksız fiil nedeniyle oluşan zarar arasında ki temel fark budur. Haksız fiilde kusurun varlığını zarar gören ispat etmek zorunda iken, sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan zarar da kusursuz olduğunu zarar veren ispatlamak zorundadır.
4. Kusursuz Sorumluluk
Deprem nedeniyle oluşan zararlardan kusuru olmasa dahi sorumlu olan kişi ya da kişiler olabilir. Örneğin; kolonu kesen galerici binanın hasar görmesi veya yıkılmasından doğan zarardan sorumludur. Ancak bu galeri sahibi kiracı ise, mal sahibiyle birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır. Burada mal sahibinin kolonun kesildiğini bilip bilmemesi önem arz etmez. Kolonun kesildiğinden haberdar olmasa bile sorumlu tutulacaktır.
5. Maddi Tazminat
Burada zarar gören oluşan tüm zararını isteyebilecektir. Binanın yıkılmasından ya da ağır hasar görmesinden kaynaklanan taşınmazın maddi değerinin karşılığını, eşya değerinin karşılığını, başka bir evde yaşamak zorunda kalmasından dolayı ödediği kira bedelini, aracının binanın yıkılmasından kaynaklı kullanılamaz hale gelmesinden kaynaklı zararını vb tüm maddi zararını talep edebilecektir.
Ölüm halinde hak sahipleri; ölenin cenaze giderlerini, tedavi giderlerini, ölenin desteğinden yoksun kalan hak sahiplerinin kayıplarını maddi tazminat ile talep edebilecektir.
Yapının yıkılması sebebiyle oluşan bedensel zarara uğrayan kişi, tedavi giderlerini, kazanç kaybını, ekonomik geleceğinin sarsılmasından dolayı kayıpları maddi tazminat adı altında talep edebilecektir.
5.1 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Destek, bir kişinin düzenli olarak sağladığı maddi veya manevi yardımdır.
Destek, maddi ve manevi olmak üzere her iki kavramı da içinde barındırır. Evin geçimini sağlayan bir babanın ölümü sonucu çocukları ve eşi destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği gibi, maddi bir katkı sağlamayan ancak evin ihtiyaçlarını ve işlerini gören annenin ölümü halinde de çocukları ve eşi destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecektir. Çocuğun ölümü halinde de anne ve babaya destek olduğu kabul edildiğinden anne ve babası da destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecektir.
Destekten yoksun kalma tazminatını sadece ölen kişinin aile bireylerinin isteyebileceği yönünde bir algı oluşmamalıdır. Ölen kişinin kendisine destek sağladığını ispat eden aile dışında ki bireylerde bu madde kapsamında tazminat talep edebilecektir. Örneğin, ölen kişinin destek sağladığı bir arkadaşı ya da nişanlısı veya sevgilisi.
Ölen kişinin anne ve babası, eşi veya çocukları ölen kişiden destek aldığını ispat etmek zorunda değil iken, bu sayılanlar dışında ki yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmesi için ölenden destek aldığını ispat etmesi gerekmektedir.
6. Manevi Tazminat
Zarar veren, zarar görenin manevi zararını da karşılamakla yükümlüdür. Ölüm halinde kişinin yakınları destekten yoksun kalma tazminatının yanında manevi tazminat talep edebilecektir. Ya da kişinin yaralanmasından kaynaklanan maddi zararının yanında manevi zararını da talep edebilecektir. Yaralanan kişinin yakınları da manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminat tutarı tamamen mahkemenin takdirinde olup, kişinin yaşadığı elem ve içinde bulunduğu durum, yaşadıkları göze alınarak hakkaniyete göre belirlenir.
7. Dava kime karşı açılmalıdır? Sorumlular kimdir?
Dava zararın sebep olmasına sebebiyet veren tüm kişi ve kurumlara karşı açılabilecektir. Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan, yasal düzenlemelere uygun bina inşa etmeyen yüklenici (müteahhide), kolonu kesen işletmenin malik ve/veya kiracısına, yönetmeliğe uygun denetim ve gözetim yapmayan yapı denetim kuruluşuna, belediyenin imar müdürlüklerine veya ilgisi varsa personeline, riskli binaları belirlenmesi ve gerekli önlemlerin almasını sağlamayan kamu kurumlarına karşı açılabilmektedir.
Ancak belediye veya devlet aleyhine açılacak davalar idari yargının görev alanına girer ve talep edilecek tazminat tam yargı davasının konusunu oluşturur. Devlet aleyhine hizmet nedeniyle kusura dayanılarak dava açılabilir.
Yapı denetim kuruluşları da yüklenicinin fen ve tekniğe, projeye, imara aykırı yapılarına izin vermiş ise veya gerekli dikkat ve özen gösterilmeden denetlenmişse veya hiç denetlemeden izin verilmişse yapı denetim kuruluşları da yüklenici (müteahhit) ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır.
Bu yazımızda ki açıklamalarımız idari yargının görev alanının dışında kalan diğer sorumlulara karşı açılacak tazminat davalarına ilişkindir.
8. Davada yetkili mahkeme neresidir?
Kural olarak davalının yerleşim yeri mahkemesi ise de, haksız fiil sonucu bir zarar doğmuş ise zararın meydana geldiği veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilecektir. Eser sözleşmesine dayalı dava açılacaksa yine işin görüldüğü yer mahkemesi de yetkilidir. Satış sözleşmesine dayalı davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olacaktır.
9. Davayı hangi mahkemede açmalıyım?
Dava yüklenici (müteahhit), yapı denetim kuruluşu ile kat maliki arasında görülecek bir dava ise Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacaktır.
Dava yüklenici (müteahhit), yapı denetim kuruluşu, satıcı ve alıcı arasında görülecek bir dava ise tüketici mahkemesinde, ticari amaçla, yatırım amacıyla satın alınan taşınmazlar bakımından ticaret mahkemesinde açılmalıdır.
Kolonu kesen, yapının dinamiğine müdahale eden kişiye ve yapı malikine karşı açılacak tazminat davası asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
Bir kamu görevlisinin hem haksız fiil hem de suç oluşturan eylemi, kamu görevlisinin ağır kusuru veya kasıtlı hareket etmesi durumunda kamu görevlisine karşı açılacak dava asliye hukuk mahkemesinin görevi alanına girecektir. Kamu görevlisinin sayılan bu eylemleri görevi ile eylemi birbirinden ayırdığından tazminat talepleri idare mahkemesinde değil, asliye hukuk mahkemesinde görülecektir.
Belediye veya devlet aleyhine açılacak davalar idari yargının görev alanına girmektedir. Belediye veya kamu kurumuna karşı tam yargı davası açılmadan önce ilgili kuruma yazılı olarak başvurulmuş olması gerekmektedir. İlgili kurum tarafından 30 gün içinde cevap verilmez ise, talep reddedilmiş sayılır ve ardından 60 gün içinde dava açılmalıdır.
Tüketici veya ticaret mahkemesinin görev alanına giren bir dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunludur.
10. Zamanaşımı
Haksız fiilden kaynaklanan davalarda genel zamanaşımı, zarar görevin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren iki ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Ancak haksız fiil aynı zamanda ceza kanunlarında bir suç teşkil ediyorsa o suç için daha uzun bir zamanaşımı öngörülmüş ise bu zamanaşımı uygulanır. İdare mahkemelerinde görülecek davalar için ceza davası zamanaşımı süreleri dikkate alınmaz.
Zamanaşımı için süre zarar görenin, zarar vereni ve zararı öğrenmesi ile başlar.
Deprem nedeniyle oluşan zararın tazmini için zamanaşımın ne zaman başladığı ile ilgili 22.10.2003 tarihli 2003/4-603 E. 2003/594 K. Sayılı kararı ile bu hususa açıklık getirmiştir. Binanın yapımı yönetmeliğe aykırı olsa bile deprem ile zarar ortaya çıktığından zamanaşımı süreleri binanın yapımının tamamlanarak teslim edilmesiyle başlayamayacağını, binanın deprem sonucu yıkılması ile zarar doğduğundan zamanaşımının zararın doğması ile başladığını belirterek bu konuda ki doktrin ve yargı kararları arasında ki çelişkiye bir açıklık getirmiştir.
Yani bu karar ile binanın tesliminden itibaren süre başlamayacak, zararın doğduğu yani depremin yaşandığı tarihten itibaren zamanaşımı süreleri işlemeye başlayacaktır.
Yapı denetim kuruluşları binanın taşıyıcı sistemlerinden 15 yıl, taşıyıcı olmayan sistemlerinden 2 yıl boyunca sorumludur. Yapı malikleri ile yapı denetim kuruluşları arasında görülecek dava da zamanaşımı süreleri sözleşme tarihi dikkate alınarak hesap edilecektir.
Ancak binada bir bağımsız bölümü daha sonradan yapı malikinden satın alan üçüncü kişi için zamanaşımı süresi için deprem tarihi yani zararın doğduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Çünkü daha sonradan satın alan kişi ile yapı denetim kuruluşu arasında herhangi bir sözleşme yoktur.
Eser sözleşmesine dayalı olarak açılacak davalar da zamanaşımı süresi ise beş yıldır. Ancak gizli ayıplarda bu zamanaşımı süresi 20 yıldır.
Satış sözleşmesine dayalı açılacak davalar da zamanaşımı süresi iki yıldır. Ancak satıcının ağır kusuru varsa bu süre 20 yıldır.
11. Sıkça Sorulan Sorular
Kolonları kesen market, galeri veya banka binanın yıkılmasından sorumlu mudur?
Kolonları kesen kişi binanın yıkılmasına sebebiyet verdiğinden verdiği tüm zararlardan eylemi sebebiyle sorumludur. Ancak kolonu kesen malik değil de kiracı ise, kiracı ile birlikte mal sahibi de sorumlu olacaktır. Burada mal sahibinin kolonun kesildiğini bilip bilmediği önemli değildir. Verilen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklardır. Malik kolonun kesildiğinden haberdar değilse daha sonradan kiracıdan zarar görene ödediği bedeli rücu edebilecektir.
Davayı hangi sorumluluk hükümlerine dayanarak açmalıyım?
Her olay ve duruma göre bu sorunun cevabı değişkenlik gösterir. Ancak mevcut koşullar ve durumlar özellikle zamanaşımı ve kusur hususu dikkate alınarak dava açılmalıdır. Dava haksız fiil hükümlerine dayanılarak açılacak ise davalının kusurlu olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Ancak sözleşmeye aykırılık sebebiyle dava açılacaksa davalı zararın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu sipat etmek zorunda kalacaktır.
Yüklenici (müteahhit) fen ve tekniğe, projeye, imara uygun bir yapı yaptığını ama buna rağmen binanın yıkıldığını ispat ederse ne olacak?
Bu durumda yüklenici fen ve tekniğe, projeye, imara uygun bir yapı yaptığını ispat ettiği takdirde sorumluluktan kurtulur. Bu nedenle delil tespiti çalışmaları çok önemlidir.
Kolonu kesen galerici yanında yükleniciye karşı da dava açılabilir mi?
Kolonu kesen galeri/market/banka verdiği zararlardan mal sahibiyle birlikte sorumludur. Fakat yüklenici yani binayı yapan müteahhit fen ve tekniğe, projeye, imara uygun bir yapı yapmamış dahi olsa müteahhit sorumluluktan kurtulur. Burada kolonun kesilmesi ile müteahhit arasında illiyet bağı kesilmiştir. Dava sadece galeri/market/banka ve mal sahibine karşı yöneltilecektir. Ancak müteahhidin kolonları çürük yaptığı, demiri eksik kullandığı, deniz kumu kullandığı iddia ediliyor ise kusur oranına göre mahkemece değerlendirme yapılarak müteahhit sorumluluğu da doğmuş olabilir.
İmar affından faydalanarak tapumu aldım ancak evim yıkıldı, devlet aleyhine dava açabilir miyim?
3194 sayılı İmar Kanunu Geçici 16. Maddesiyle sorumluluğunu malike yüklemiştir. “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” Diyerek sorumluluğu malikin üzerinde bırakmıştır. Yani imar affından faydalanarak tapusunu alan kişi zararını kimseden talep edemeyeceği gibi, yapının yıkılmasından kaynaklı başkasına verdiği zararlardan da sorumlu olacaktır.
Yapı 1990 teslimli bir yapı, deprem nedeniyle yıkıldı. Zamanaşımına uğramış mıdır?
Hayır. Deprem nedeniyle zarar doğduğundan süre zararın ve sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başladığından zamanaşımına uğramamıştır.
Binayı yapı maliklerinden satın aldım, ancak satıcı bana kolonların tuğla ile örüldüğünü söylemişti. Buna rağmen satıcıdan zararımı talep edebilir miyim?
Hayır, eğer ayıbı biliyorsanız ve buna rağmen satın almışsanız satıcının sorumluluğu ortadan kalmıştır. Satıcı gizli ayıplardan, ağır kusurundan sorumludur.
Bankadan konut kredisi ile ev satın almıştım, ancak evim deprem nedeniyle yıkıldı, banka kredi borcunu ödemek zorunda mıyım?
Borçlar Kanunu m. 138 hükmü “Aşırı ifa güçlüğü” nü düzenlemektedir. Bu madde hükmüne göre yaşanan deprem kredi çeken borçlunun öngöremeyeceği veya borçludan kaynaklanan bir sebep olmadığından banka ile şartların yeni koşullara göre uyarlanması için görüşülmelidir. Borç, para borcu olduğundan her ne kadar yaşanan deprem nedeniyle ödemeden kaçınılamaz ise de yeni bir yaşam düzeni oluşana kadar ödemelere ara verilebilir. Faiz de ya da anapara da indirim uygulanması istenebilir. Taksit bedellerinin yeniden yapılandırılması talep edilebilir. Banka ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması durumunda da uyuşmazlığın çözümü için mahkemeye başvurulabilir.
Bankanın DASK poliçesini yenilememiş, ne yapabilirim?
Öncelikle banka ile kredi çeken kişi arasında imzalanan sözleşmeye bakmak gerekir. DASK poliçesini yapma ve yenileme bankanın sorumluluğundaysa, poliçenin yenilenmemesi durumunda zarar bankadan talep edilebilir. Ancak bu sorumluluk kredi çekenin üzerindeyse ve fakat süregelen uygulamada banka yeniliyor ise yine bankadan zarar talep edilebilir.
Delil tespiti neden önemlidir?
Hem ceza soruşturması hem de tazminat hukuku açısından delil tespiti çalışmaları büyük önem arz eder. Binada kullanılan demirin niteliği, beton kalitesi, kumun niteliği, işçilik, proje, imara uygunluğu gibi hususlar delil tespiti çalışmaları içinde yer alır. Yapının yıkılmasında kimin kusuru varsa taksirle ölüme neden olma, taksirle yaralama, olası kast ile öldürme/yaralama gibi suçlardan kişiler ceza mahkemelerinde yargılanır.
Tazminat hukuku açısından ise önemi şudur: Gerek haksız fiil gerekse sözleşmeye nedeniyle sorumluluk sebebiyle açılan tazminat davalarında kusur yönüyle değerlendirme yapılarak karar verilir. Haksız fiile dayanılarak açılan davalarda kusurun ispat edilmesi davacının sorumluluğundadır. Sözleşmeye dayanılarak açılan davalarda ise davalı kusursuz olduğunu ispat etmedikçe kusurlu sayılmaktadır. Bu nedenle bu afette Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen delil tespiti çalışmaları tarafların haklarının korunması için büyük önem arz eder.
Az hasarlı bina ile ilgili yapılacak güçlendirme çalışmalarının bedeli için de dava açabilir miyim?
Binanın yıkılmış olması gerekmektedir. Az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı tespit edilmiş olmasının bir önemi yoktur. Doğmuş veya doğacak tüm zararlarınızın tazmini için dava açılabilir.
DASK poliçem var, ancak evin değerini ödemiyor, ne yapabilirim?
DASK, poliçede ki limitler dahilinde ödeme yapar. Bu limitler poliçenin tanzim edilmesi ile belli olur ve taraflar bu teminat limitlerine göre çıkan poliçe primini öder. DASK poliçeniz var ise, poliçe limitinizin tutarını DASK üzerinden tahsil edebilirsiniz. Limiti aşan zararınızı da sorumlulara dava açarak tazminat yoluyla talep edebilirsiniz.
Mal zararında da manevi tazminat isteyebilir miyim?
Evet, mal zararınızda da durum ve koşullar mevcutsa manevi zararınızın da giderilmesini talep edebilirsiniz.
İşyerimin kira bedelini yıllık peşin ödemiştim ancak bina yıkıldı, mülk sahibinden kira bedelini isteyebilir miyim?
Evet. Kira bedelini ödediniz ve 2 ay kullandınız, deprem oldu bina yıkıldı. Ödemiş olduğunuz kalan 10 aylık kira bedelinin iadesini talep edebilirsiniz.
Bu web sitesinde yer alan yazılar hukuki bilgilendirme amaçlıdır; reklam, iş sağlama veya ticari amaç gütmemektedir. Sitede yer alan makalelerin tüm hakları saklı olup izinsiz olarak kopyalanması, çoğaltılması ve kullanılması halinde yasal yollara başvurulacaktır.